Spor Ahlakı,Podolski Ve Ertuğrul Taşkıran
Antalyaspor-Galatasaray
maçını izledim. Daha maçın başında ortada herhangi bir gerginlik yokken
Podolski'nin Şener'e yaptığı müdahale sonucu sarı kart görmesi hemen işareti
verdi. Podolski ikinci sarı karttan kırmızı kartı arıyordu. Böylece takımını 10
kişi bırakacak ve Antalyaspor'un katı defansını açmaya çalışan Galatasaray'ın
önünü açacaktı.
Nitekim 55-60.
dakikalar civarında Podolski önceki gibi ucuz bir sebeple ve yine Şener ile
girdiği ikili mücadele sonucunda ikinci sarı kartı gördü ve güle oynaya oyundan
atıldı. Operasyon tamamlanmıştı.
Podolski'nin
bu ahlaksızlığını engellemenin tek yolu vardı. Podolski'nin kırmızı kart
çabasını bütün futbol kamuoyu gördü ama ne yazık ki Ersun Yanal göremedi ve
zamanında Podolski'yi oyundan alamadı.
Galatasaray'da
bu maçın adamı Podolski seçilmelidir.
Burada
yapılan iş ise resmen hatır gönül şikesidir. Daha önce Muğdat'da, kaleci
Ferhat'da ve tabii ki Ümit Karan'da da görmüştük. Hatta Ümit Karan sonra
ağzıyla da 'Fener şampiyon olmasın diye' diyerek itiraf etmişti.
Bunu
engellemenin bir yolu yok. Eğer sporcularda spor ahlakı ve profesyonellik
duygusu yok ise ne yapsanız nafile.
Sivasspor-Beşiktaş
maçı öncesinde Sergen Yalçın
Rıza Hoca bu ligin en tecrübeli hocalarından biri. Çalıştığı
takımlarda başarılı olmuş biri, camiamızın da sembol isimlerinden biri. Değerli
bir abimiz. İnşallah öyle kalır.
Diyerek spor
ahlakına uygun olmayan talihsiz bir açıklama yaptı.
Rıza
Beşiktaş forması ile başladığı futbol hayatını başka hiç bir takımın
formasını giymeden tamamlamış. Türk Futbolunun son zamanlardaki
spor ahlakı ve profesyonelliği ile ön plana çıkmış bir kaç
tane efsane spor adamlarından biridir. Don değiştirir gibi takım
değiştiren Sergen Yalçın'dan Rıza'nın bu konularda öğreneceği çok şey
olmadığını düşünüyorum. Sergen'in amacı böyle değerli bir adamın Beşiktaş'a
olan zaafını kullanarak onu spor ahlakından uzaklaştırmaktı. Ama öyle olmadı
Rıza'nın Sivasspor'u mücadele ederek Beşiktaş’tan bir puan almasını bildi.
Tabi böyle
konularda malum takımın eski oyuncuları ve daha sonra teknik adam
olanları açısından ezici bir üstünlüğü vardır. Örneğin Okan Buruk'un
Türkiye liglerinde çalıştırmadığı takım kalmamıştır. İstatistiklere bakınca
çalıştırdığı takımların malum rakibe henüz bir tane olsun üstünlük almaması
tesadüf müdür? Bu alanda Hamza Hamzaoğlu'nun da Okan Buruk’tan aşağı kalır yanı
yoktur.
Bu yazıyı
yazarken Fenerbahçe-Kasımpaşa maçı sonuçlanmıştı. Fenerbahçe zaman zaman çok
iyi oynadığı fakat maçın sonuna doğru yaptığı bireysel hatalar nedeniyle
zorlandığı maçı kazanmasını bildi.
Türkiye'de
futbol TFF, MHK, yayıncı kuruluş ve medya nezdinde çok kirli. Bir de bu spor
ahlakından yoksun oyuncular ve teknik adamlarla daha dibe doğru batıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder