KADIKÖY'deki FENER

  Zorbay Küçük'ün Kirli Düzen'den aldığı talimat gereği Fenerbahçe Atatürk Stadyumu'na Fenerbahçe'yi doğramaya geleceğini herkes biliyordu. Ama olmadı işte, Zorbay istediğini yapamadı. Belki bir Başakşehirli futbolcu kendisini ceza sahası içinde atmasını ve penaltı çalmayı hayal ediyordu. Bırakın kendilerini  ceza sahası içinde atmayı Başakşehirli futbolcular ilk 20 dakikada Fenerbahçe ceza sahasına dahi giremediler. Belki de Başakşehirli bir futbolcuya ofsayt çalmam Başakşehir'e bir gol kazandırırım diye hayal ediyordu. Ama  bırakın ofsayt pozisyonunda topla buluşmayı Başakşehirli futbolcular ilk 20 dakikada kendi yarı sahalarından dahi çıkamadılar ki ofsayta düşsünler. Fenerbahçe futbol takımı ilk 20 dakikada öyle bir oyun oynadı ki Zorbay Fenerbahçe aleyhine bir düdük çalmak için düdüğü ağzına dahi götüremeden skor 3-0 oldu.. Zorbay daha sonra bir şeyler yapmak istedi ama atı alan Üsküdar'ı çoktan geçmişti. İrfan Can'a atılan dirseği görmezden

F enerbahçe-Nordsjaeland maçından sonra aynen şöyle yazmıştım. Ankaragücü ve Antalyaspor maçında çokça konuştuğumuz hakem kararlarından sonra eyyamcı olmayan bir hakem üçlüsü yönetiminde sadece futbol seyretmek güzeldi.   Türkiye Liglerine dönünce ve özellikle Fenerbahçe maçlarından sonra  yine eyyamcı hakemleri konuşmaya başlıyoruz. Bir gün önce malum takıma çalınan ucuz penaltıyı konuşurken bugün Szymanski'ye çalınmayan penaltıyı konuşuyoruz. Fenerbahçe'nin attığı buz gibi tertemiz golün yaklaşık 4 dakika boyunca neden VAR tarafından incelendiğini sorguluyoruz.     Sezon başından beri TFF'nin güdümündeki eyyamcı hakemler her maç  Fenerbahçe'yi doğrama çabası içindeler. Malum takım yine aynı hakemlerin çaldığı ucuz düdükler ile puanları toplarken, Fenerbahçe futbol takımının önünü  kesmeye çalışıyorlar. Görünen  şu ki  Fenerbahçe Takımı'na yönelik bu katliam sezon boyunca devam edecek.   Teknik Direktör İsmail Kartal da takımının sahada mücadele ettiğini fakat futb

  Maç başında İsmail Hoca'nın sahaya sürdüğü kadroyu görünce rotasyon bu kadar da abartılır mı demiştim. Fakat maç başlayınca King'in, Crespo'nun ve özellikle Oosterwolde'nin oyuna katkılarını görünce İsmail Hoca'yı tebrik etmek gerektiğini düşündüm. Defansta Becao, orta sahada Szymanski ve forvette Tadiç, Dzeko gibi kilit isimlerden vazgeçen İsmail Hoca cesaretle Avrupa Kupası maçına böyle bir 11 sahaya sürdü. Aslında rakip iyi pas yapan ve hızlı kanat adamlarıyla rakibini zorlayan iyi bir takım. Fakat Oosterwolde güçlü fiziği ile rakibin en önemli silahlarından biri olan İbrahim Osman'ı ezdi geçti. Rakip teknik direktör İbrahim Osman'ı ikinci yarı oyundan almak zorunda kaldı. Şunu söylemek zorundayım ki Oosterwolde yerine  İbrahim Osman karşısında Ferdi oynasaydı Fenerbahçe defansif açıdan daha çok zorlanabilirdi.  Geçen sezon kimler gelecek sezon gönderilsin diye liste yapıldığında King de gönderilecek isimler arasında yer alıyordu. Bu sezon King sü

Twente maçlarında gördük ki Fenerbahçe takımına ön alanda yapılan baskı takıma top yaptırtmıyor ve oyun kurmasına izin vermiyor. Ankaragücü maçında da Tolunay aynı yöntemi denemişti. Nuri Şahin ise dersini çok iyi çalışmış ve çok daha etkili bir baskı kurmaya çalıştı. Üstelik sezon başından beri 6 numara pozisyonunda iyi bir grafik çizen İsmail Yüksek'in de cezalı olması işin tuzu biberi oldu.   Antalyaspor ilk yarı boyunca Fenerbahçe'ye hiç top yaptırmadı. Zayc'ın da o pozisyonda yetersiz kalması sonucu Fenerbahçe kalesinde pozisyonlar buldu. İsmail Hoca Zayc yerine Crespo ile başlasaydı belki de durum daha farklı olabilirdi. Ama gerçek şu  ki gözler İsmail Yüksek'in kesici ve top kazanma özelliklerini aradı durdu. Maçtan sonra İsmail Hoca 6 numara pozisyonu için elimizde Crespo,Zayc ve İsmail var dedi. Dün gördük ki Zayc bu pozisyonun adamı değil.     6 numara pozisyonunda oynayanların kesici özelliği olmazsa defansın orta ikilisinin zor duruma düşeceği o

  Türkiye Futbolundaki kirli düzenin paydaşları olan malum takım destekçileri ve federasyon içindeki unsurları geçen sezondaki gibi hiç vakit kaybetmeden harekete geçtiler. Amaçları sezona iyi sonuçlar alarak başlayan Fenerbahçe'ye çelme takmak. Önce malum takımın  Gaziantep maçını kayıpsız geçmesi gerekiyordu. Nitekim şaibeli bir 2.gol ve İcardi'nin aldığı komik penaltıyla Ali Maçalan denilen sözde hakem görevini yerine getirdi. Ertesi gün oynanacak olan Ankaragücü-Fenerbahçe maçı beklenmeye başlandı. Maçın orta hakemi geçen sezon yönettiği iki Fener maçında gösterdiği haksız birer kırmızı kartla  Feneri 10 kişi bırakan futbol katili Arda Kardeşler idi. 4.Hakem Terim hayranı, malum takım formalı Ümit Öztürk, VAR hakemi sicili bozuk Alper Ulusoy ve AVAR hakemi ise tescilli malum takım taraftarı Suat Arıboğan oldu. Diğer bir deyişle Fenerbahçe11 e 11 değil 11 e 11+4 e karşı bir maça çıktı. Dörtlü hakem çetesi hemen maçın başında Dzeko'ya yapılan son adam faulünde

  Fenerbahçe UEFA Avrupa Konferans Ligi Play Off elemelerinde rakibi Hollanda Ligi Ekiplerinden Twente'yi her iki maçta da yenerek gruplara çıkmayı başardı. Kadıköy'de kazanılan 5-1 lik maçın ardından Hollanda da 1-0 galibiyet aldı. Skorlara bakınca Hollanda Liginin güçlü ekibi karşısında alınması çok sevindirici. Fakat sadece skorlara bakarsak aldanırız diye düşünüyorum.    Twente genç bir takım. Koşuyor, baskı yapıyor ve rakibinin oyununu bozmaya çalışıyor. Nitekim Kadıköy'deki ilk maçta oyunun ilk bölümünde Fenerbahçe'ye top yaptırmadı. Fenerbahçeli futbolcuların oyun kurmasına izin vermedi. Ön alanda yaptığı baskı sonucu kazandığı toplarla da sonuca gitmeye çalıştı. Hemen maçın başında da kazandığı topla golü buldu öne geçti. Takiben skoru iki farka taşıması işten bile değildi, fakat bu anda Kaleci İrfan Can ortaya çıktı. Altı pas içinde yapılan vuruşa müthiş bir refleks ile müdahale etti ve skorun iki farka çıkmasına müsaade etmedi. Bence bu pozisyon maçın