KADIKÖY'deki FENER

                Dün gece gene Fenerbahçe tarihinde hep hatırlanacak maçlardan birini oynadık.Her zaman yaptığımız o büyük dönüşlerden birini daha yaptık.Ama sonuçta maç berabere bitti ve Beşiktaş'ı yenemedik,fakat sahadan da başımız eğik çıkmadık.Maçın ilk yarısı bittiğinde benim gibi 25 milyon Fenerbahçe taraftarı utanç,üzüntü yaşıyordu.'Fenerbahçe bu değildir' diye haykırıyordu.Önce stadyumdaki bir avuç Fenerbahçe taraftarı haykırdı ve desteğe devam etti.Daha sonra da futbolcular bu sese kulak verdiler ve ikinci yarıda müthiş bir mücadele ile geri geldiler.    Fenerbahçe sezon başından beri çok kötü günler yaşıyor,yapılan hataları tekrar yazmaktan ise dün akşam ilk yarı sonunda neden soyunma odasına o ruhsal çöküntü ile gittik onu irdeleyelim .  Öncelikle Ersun Yanal  yanlış bir oyun kurgusu ile başladı.Tolgay'ın birinci bölgede yaptığı top kayıplarını herkes biliyor ve şüphesiz ki en iyi bilende eski hocası Şenol Güneş idi. Beşiktaş oyuna ön alanda ve öze

             St.Petersburg'da hatalar zinciri       1-0 kazandığımız Zenit maçının rövanşında deplasmanda 3-1 yenilerek Avrupa Ligi'ne veda ettik.Yediğimiz üç golde basit defans hataları sonucu geldi.Aslında bu hatalar zinciri önce orta sahada başladı ve zincirleme şekilde bütün takımı geçerek defansa kadar ulaştı.Daha maçın başında Jailson Şener'e vermek istediği topu taça atınca taç atışını hızlı kullanan Zenit oyunun takibinde golü buldu.Burada ceza sahasına ortalanan topa pozisyon alamayan Skirtel ve Sadık yüzde yüz hatalı idi.İkinci golde ise gene aynı bölgeden yapılan orta da gene pozisyonlarını kaybeden Skirtel ve Sadık,dolayısıyla kademeye gelen ama kafaya yükselmeyen Hasan Ali yüzde yüz hatalıdır.Daha sonra Mehmet Topal'ın füzesi ile skor avantajını elimize geçirerek ilk yarıyı bitirdik.   Ersun Yanal ikinci yarıya Alper Tolgay değişikliği ile  başladı.Planının oyunu elimizde tutup topu rakibe vermemek diye düşündük. Zenit ise topun arkası

      Tehlikenin farkında mısın Başkan Ali Koç?    Bir Fenerbahçeli olarak bu yazıyı yazmaktan utanç duyuyorum ama gördüğümüz kadarı ile maç sonrası basın mensuplarına gülücükler dağıtan Fenerbahçe Teknik Direktörü benim ve milyonlarca Fenerbahçe taraftarının duyduğu üzüntüyü ve kaygıyı duymuyor.    Ligin bitimine kadar 12 tane maçımız var.Daha Beşiktaş (D),Başakşehir(D),Galatasaray ve Trabzonspor maçlarını oynamadık.Bunun yanında ilk devre yenildiğimiz Rizespor,Ankaragücü (D) ve Akhisarspor maçları var.Ayrıca çok zor geçeceğe benzeyen Erzurumspor ve bu hafta Trabzon'u deplasmanda yenen Alanyaspor deplasmanları var.Önceki yıllara bakarak bu maçları kazanırız der geçerdik çünkü bu takımın genlerinde 18 maçta 17 galibiyet vardı.Ama ne yazık ki ben ve tehlikenin farkında olan Fenerbahçe taraftarı o kadar rahat değil PUAN DURUMU             Lig başından beri oynadığımız 22 maçta 24 puan toplayarak maç başına 1.09 puan ortalamasını tutturmuşuz.Kalan 12 maçta da

                      MHK'DA SABRİ ÇELİK VE HAMZA MISIR REZALETİ...     Fenerbahçe taraftarı Yusuf Namoğlu MHK Başkanlığından istifa etti,kurtulduk diye sevinir iken yerine gene tescilli bir GS'li Sabri Çelik geldi.Yetmezmiş gibi bonus olarak yanına Hamza Mısır ilave   edildi. SABRİ ÇELİK HAMZA MISIR        Sabri Çelik'in Kocaelispor-Galatasaray maçında Galatasaray lehine verdiği penaltı medyada oynatılıyor.Hakem hatası diye göz ardı edilemeyen kasıtlı hakem cinayetleri vardır.Kesinlikle hakemin kasıtlı olduğundan emin olursunuz ve özellikle Fenerbahçe taraftarı canı çok  yandığı için çok iyi tanır bu kararları.İşte Sabri Çelik'in penaltısı da böyle bir karardır.                      Kocaelispor-Galatasaray maçı olaylı penaltı...                      Galatasaray Cumhurbaşkanlığı Kupasını kazanıyor.     Bu MHK Başkanlıkları oyuncu değişikliği gibi oluyor Türkiye'de Bir tanesi artık rezaletin son perdesine geldi mi yerine yine. Galatasara

FENERBAHÇE-ZENİT Maçı'nın ardından    Fenerbahç'miz 12.02.2019 günü Kadıköy'de Saraçoğlu'nda Rusya'nın Zenit futbol takımı ile Avrupa Ligi son 32 tur 1.ayak karşılaşmasında karşı karşıya geldi.Hedef iki ayaklı bu mücadelede kendi sahamızda gol yemeden galip gelerek ikinci ayakta St.Petersburg'a avantajlı bir skor ile gitmekti.    Maç için ısınırken Tolgay'ın yaşadığı sakatlık  nedeniyle Tolgay'ın yerine Eljif ile başlamak zorunda kaldık.Zorunda kaldık dememe bakmayın aslında  tam da isabet oldu ve Eljif maçın en önemli bir kaç isminden biri oldu.   Ersun Yanal ilk on birde Ayew ile başlamayarak çok isabetli bir karar verdi.Forvette ise Slimani ile başlaması sürpriz oldu.Takım ilk yarı çok güzel bir oyun oynadı.Top u rakibi Zenit'e neredeyse hiç göstermedi.Topla oynama yüzdeleri 70 e 30 dolaylarında dolaştı.Dolayısıyla Zenit hiç pozisyon bulamadı. Slimani karambolde güzel bir gol attı.Herkes artık şansızlığı kırdı bundan sonra goll

                     YIKILMAYAN  SON KALE  YIKILDI MI?   Türkiye'de sporu ve özellikle de futbolu yöneten çok kirli bir yapı var.Bu yapı özellikle siyaset tarafından dizayn ediliyor.Özellikle 1990 yıllardan sonra bu dizayn  Cemaat tarafından oluşturuldu.1996 yılında  Fenerbahçe'nin şampiyonluğundan sonra o dönem ki Fenerbahçe Başkanı Ali Şen o dönemin TFF Başkanı Şenez Erzik'e karşı G.Saray'lı olduğu tescilli Haluk Ulsusoy'u seçimlerde destekleyerek TFF Başkanı olmasını sağladı.İşte Haluk Ulusoy'un TFF Başkanlığı döneminde Haluk Ulusoy G.Saray'ın dört yıl üst üste şampiyonluk yolu açıldı.O donemde Haluk Ulusoy,devrin Başbakanı Mesut Yılmaz,İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve Fatih Terim ilişkileri ayyuka çıktı.Tabi ki o donemde başta Hakan Şükür olmak üzere Arif Erdem,Hakan Ünsal ve diğer G.Saray'lı futbolcuların toplu Pensilvenya ziyaretleri oldu.Toplu fotoğraflar hala medyada çarşaf çarşaf gösterilmekte.    Cemaatin TFF ve MHK içinde yapıla