Koca bir sezonun bitmesine iki maç kaldı. Puan
durumunu hepimiz biliyoruz. Fenerbahçe'nin az bir olasılıkla da olsa
şampiyonluk şansı var. Fakat gördüğüm kadarıyla taraftarın içindeki umut zerre
kadar azalmıyor ve daha çok artıyor. Defalarca son maçlarda şampiyonlukları
çalınmış, kaybetmeye alışmış bir taraftar hala umutlu ve inançlı duruyor.
Bütün sezon
boyunca Fenerbahçe tabi ki kendi hatalarıyla ve çoğunlukla da malum yapının ve
siyasi erkin uzantıları TFF ve MHK marifetiyle çok puanlar kaybetti. Zaman
zaman çok ağır eleştiriler getirdik. Bazen de övgü ile bahsettik. Gelinen bu
nokta da artık eleştiri yok. Sadece destek var. Bu iki maç sonunda Fenerbahçe
şampiyon olsa da olmasa da çubukluya hep destek tam destek var.Rahmetli
İslam Çupi'nin Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk
büyüklüğü ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı
konulamaz. Sözleri
aklıma geliyor. Ankaragücü maçında 90+6 da gelen gol işte o adı konulamayan
büyüklüğün gereğidir.
Altmış
yıllık yaşamımda bazen stadyumlarda, bazen TV ekranlarında, bazen radyoda çok
şampiyonluklar yaşadım. Ama bende en çok iz bırakan 2010-11 şampiyonluğu
idi. En çok hatırladığım ise 90+4 Santos'un attığı gol ve sonrasındaki
coşkuydu. İşte aynı coşkuyu ve inanmışlığı 90+6'da Valencia'nın golünden
sonra da gördüm.
Fenerbahçe
camiası adeta için için kaynayan bir kazan gibidir. Farklı düşüncede kişilerin
aralarında çatıştığı, iç çekişmelerin geçtiği bir büyük topluluk. Fakat ne
zaman ki Fenerbahçe'ye ciddi anlamda bir tehdit oluşur. İşte o zaman bu
topluluk birleşir ve tek bir yumruk olur. Aynen 3/7 de olduğu gibi
İşte şimdi
Fenerbahçe taraftarı için tekrar tek yumruk olma zamanı. Yedi yıldır türlü
komplolarla şampiyon olması engellenen bir spor kulübünün bu oyuna dur demesinin
zamanı. Kalan iki maçı her ne olursa olsun kazanma zamanı. Sonucunda
şampiyonluk gelse de gelmese de bu taraftar her sonuca razıdır. En
azından yıllardır dinleyemediği şampiyonlar ligi marşını Kadıköy'de
dinleyebilmek zamanıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder