Sevilla Maçının Acı Hikayesi
İyi başladığın bir maç. İlk yarı boyunca
oyunu kontrol ediyorsun, ön alanda baskı yapıyorsun ve top kazanıyorsun.
Kazandığın toplarla hızlı şekilde atağa geçerek net pozisyonlar yakalıyorsun.
Fakat golü bulamıyorsun. Yanlış saymadıysam ilk yarı boyunca 8 tane net
pozisyon yakalamışsın. Bu pozisyonların en az 2 tanesini gol yapabilsen maçın
çehresi tamamen değişecek. Belki de ilk yarı sonunda tur biletini eline almış
şekilde soyunma odasına gireceksin.
Ama olmadı işte...
Oyunu iyi kurgulamana rağmen rakibin ipini
çekemedin. Bir futbolcu gol kaçırabilir oyunun doğasında bu var. Fakat
oynadığın maç sezon öncesinde bir 2 lig takımıyla yaptığın hazırlık maçı değil.
Avrupa Kupalarında belki de sana final yolunu
açacak bir maç. King Efendi işte böyle bir maçta senin bu golleri kaçırma
lüksün yok. Atacaksın ya da gidip daha düşük düzeyde takımlarda top
koşturacaksın. (Bu arada bu transferleri de yapan yönetim ve teknik ekibin
de kulaklarını çınlatmak lazım) Keza Valencia'nın attığı gol sayısının
kaç olduğu beni ilgilendirmiyor. Bu maçta attığı gol ilgilendiriyor.
Avrupa Şampiyonlar liginde oynarken Colin
Kazım'ın Chelsea'ye attığı golü hatırlıyorum, Yine Kezman'ın Sevilla'ya attığı
golü hatırlıyorum.10 yıl sonra Valencia'nın Karagümrük'e kaç gol attığını
hatırlamayacağım ama 20 yıl sonra dahi Kazım'ı da Kezman'ı da
hatırlayacağım.
İkinci yarı A+ teknik direktörümüz oyuna müdahale etmedi. Aynı oyun sisteminin devam edeceğini sandı. Oysa rakip
takımın teknik direktörü iki oyuncu değişikliğiyle oyun üstünlüğünü ele aldı.
Şansın da yardımıyla Sevilla öne geçti. Zaten bu dakikadan itibaren oyunun
çehresi tamamen değişti. Fenerbahçe'de başlayan panik ve Sevilla'da ise önde
olmanın verdiği rahatlıkla kontrollü bir oyun görüldü. Sonucunda ikinci golü de
Fenerbahçe kalesinde gördü.
Dört veya beş maçta bir kazara gol atan,
sonra haftalarca sahada dinlenen İrfan Can'a A+ teknik direktörümüz nasıl sabır
edebiliyor?
Arda'nın oyuna alınma dakikası 84.
Sezon başında sol kanat beki için transfer
edilen Alioski ortalarda yok. Devre arasında alınan Oosterwolde neden
transfer edildi?
Oyuna sonradan giren Pedro topu yanındaki arkadaşına vermekten aciz bir görüntü çizdi. Fenerbahçe'de büyük bir kaliteli futbolcu sorunu var. Her transfer edilen futbolcuya yıldız edasıyla muamele yapılması sonucunda gelinen nokta budur. Halbuki Aziz Başkan zamanında Ali Koç'a kaliteli transfer yap çağrısı yapmıştı. Keşke Ali Koç bu çağrıyı önemseseydi.
Jesus'un Lincoln ve İrfan Can ısrarları bu
takıma zarar veriyor.
Sonuçta bu maç başta Jesus olmak üzere
ilk yarı boyunca yakaladıkları pozisyonları hovardaca harcayan futbolculara
yazar.
Jesus iyi kurguladığı oyun kurgusuna ikinci
yarı cevap veren rakip teknik direktöre karşı hamle oluşturamadı. Müdahale
edemedi.
Umarım İstanbul’da bu hataları çok da zor
olsa telafi ederiz.
Yorumlar
Yorum Gönder