Galatasaray-Fenerbahçe Maçı Sonrası ve Erol Bulut
Rıdvan Dilmen'in de bazılarını ismen de belirttiği malum yapının uzantıları maç öncesi hafta içinde yaptıkları programlarda maçın Erol Hoca için kader maçı olduğu algısını yaratmaya çalıştılar. Amaçları Erol Bulut'u ve dolayısı ile Fenerbahçe'yi yıpratmak ve potadan uzaklaştırmaktı. Bunu söylerlerken Galatasaray maçının Erol Bulut için göreve başladığından beri üçüncü resmi maçı olduğundan dahi hiç utanmadılar. Şunu gördük ki Erol Bulut takımını Ali Sami Yen'e kazanmak için getirmişti.
Düşünün ki takımın savunmasında orta ikilinin bir tanesi ikinci maçına
çıkarken öbür tanesi ilk resmi maçına çıkmıştı. Buna rağmen Fenerbahçe takım
savunması ve takım oyunu olarak bence iyi oynadı. Orta sahayı zaman zaman
dörtleyerek G.Saray'a karşı orta sahada sayısal üstünlüğü ele geçirdi. Erol
Bulut Sosa'yı Gustavo'nun yanına çekerek ve Ozan Tufan'ı daha önde tutarak
sezona iyi başlayan Taylan'ı durdurmaya çalıştı ve Taylan ve stoperler üstünde
oluşturduğu sert baskı ile rakibin oyun kurmasını engellemeye çalıştı. Üçüncü
bölgede oluşturduğu baskı sonucu kazanılan toplarla rakibe baskın ataklar
yapmaya çalıştı.
Hafta içinde paylaştığı video ile Fenerbahçe'nin yavaş oynadığını alaycı
bir ifade ile ortaya koymaya çalışan SAÇ isimli sözde Fenerbahçe spor
muhabirine en güzel cevabı Fenerbahçe takımı orta sahayı hızlı geçerek ve
defalarca G.Saray savunmacılarını geniş alanlarda teke tek yakalayarak
gösterdi. Fakat ne yazık ki fizik gücü olarak hazır olmayan ve uyum aşamasında
olan Valencia ve Thiam bu pozisyonları sonuçlandıramadı.
Bence yaptığı kurtarışlarla Altay ön plana çıkmıştır. Lemos ise Hatayspor maçına göre daha zorlu ve baskılı bir maçta nerede ise hatasız oynayarak o pozisyonun adamı olduğunu gösterdi Maçın diğer kahramanı ise G.Saray orta sahasını çökerten enerji küpü Ozan Tufandır.
Sezon başında Ozan Tufan'ı sosyal medyada satılığa çıkaran, türlü takas varyasyonlarında adını yazan Fenerbahçeli görünümlü hesaplar ve bu hesapları yönlendirenlere Ozan Tufan cevabını sahada verdi. Ozan Tufan Fenerbahçe'nin değeridir. Özellikle moral kondisyonu yüksek olduğu zaman çok başarılı olmaktadır. Bu gence Fenerbahçe taraftarının sahip çıkması gerekir, Ozan'ı itibarsızlaştırmaya çalışan onun başka bir takıma transferi ile nemalanmayı düşünen menajerlerin yönlendirdiği Fenerbahçeli görünümlü hesaplara itibar etmeyelim.
Geçen haftaya göre çok daha iyi görünüm gösteren Gustavo'yu da unutmamak
lazım.
Sonuçta takım savunması ve takım oyunu olarak güzel işaretler veren F.Bahçe
henüz hücum konusunda yeterli değildir. Belki de kazanılacak bir G.Saray maçı
bu yüzden berabere bitmiştir. Fakat rakip ceza sahasında topla buluşma
istatistiği 19 a 6 olarak Fenerbahçe lehine olması F.Bahçe açısından umudu
arttırıyor. Fizik gücü yükselen Valencia ve Thiam ile Samatta bu takımın
çehresini değiştirecektir.
Geçen sene 21 yıllık seriyi bitiren teknik direktörü hala destekleyen bir
güruh var ve bu güruhun başını çeken bir tane sözde gazeteci var. Sosyal
medyada inceden inceye Erol Bulut'u yeren söylemlerde bulunuyor. Geçen
hafta Hatayspor maçından sonra böyle önemli bir G.Saray maçı öncesinde
kendisini takip eden genç güruha Erol Bulut istifa diye tag açtıracak kadar da
basitleşiyor. Bu adamın Fenerbahçe ile uzaktan yakında bir alakası
yok, parayı verenin düdüğünü çalıyor. On birinde 6 veya 7 tane yeni oyuncu
olan bir takım ve geçen iki sene ne oynadığı belli olmayan bir kaos futbolundan
disiplinli bir sistem futboluna geçmeye çalışıyor. Bu değişim belirgin bir
şekilde gözle görülüyor. Onun için Erol Bulut’u rahat bırakmak lazım. Bu tür
sözde gazeteci görünümlü kişilere pek rağbet etmemek gerekir.
Fenerbahçe'nin büyük bir saldırı altında olduğunu biliyoruz. Rıdvan Dilmen
de açıklamalarında kısmen de olsa bu saldırıyı anlattı. Fenerbahçe taraftarı
3/7 den beri bu saldırı odaklarına karşı savaşıyor. İki yıldır takım olmayı
dahi başaramamış Fenerbahçe takımı Erol Bulut yönetiminde güçlü bir takım olma sinyalleri
veriyor. İşte bu malum saldırı odaklarını rahatsız etmiş ve korkutmuş ki
maç sonrasında beyaz cam da gene topyekûn bir saldırı başlamış.
Bütün yorumcular maç içindeki pozisyonları Fenerbahçe aleyhine yorumluyor
ve G.Saray'ın hakkının yendiği algısını yaratıyorlar. Tiserrand'a gösterilmeyen
kırmızı kartı anlatan eski bir hakem bozuntusu Luyindama'nın Ferdi'nin koluna
hunharca basmasına kartlık bir hareket değil diyecek kadar yüzsüz hale
gelebiliyor. Fenerbahçe taraftarı buna benzer filmleri daha önce çok izledi.
Onun için 3/7 ruhu ile taraftarın kenetlenmesi lazım. Taraftarın içindeki
çatlak seslere kulak vermeyerek Erol Bulut yönetimindeki takıma hep destek, tam
destek vermeliyiz.
Yorumlar
Yorum Gönder