Trabzon'da Futbol Cinayeti

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                     

Trabzon'da bir futbol cinayeti işlendi. Tetikçi, hakem sıfatıyla sahaya çıkan Ali Şansalan  isimli bir insan görünümlü yaratık idi. Söz konusu futbol cinayetine  suç ortaklığı yapan kimse de VAR da görev yapan  Alper Ulusoy idi.

 

Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur denir. Aslında hafta içinde bu hakem görünümlü tetikçinin bu futbol cinayetini işleyeceği belliydi.

 

Bu maç sonuna kadar 11 e 11 oynansaydı Trabzon'un F.Bahçe'ye karşı galip gelmesi pek mümkün değildi. Onun için futbol katili  F.Bahçe  defansının en önemli adamları Kim veya Atilla'yı atıp F.Bahçe'yi 10 kişi bırakmak talimatı ile sahaya çıktı. Daha henüz oyunun başında da orta sahada yapılan bir hareketten dolayı Kim’e 1.sarı kartı göstermekte hiç tereddüt etmedi. Daha sonra çok kısa bir süre içinde 2.sarı karttan Kim'i oyun dışı bıraktı. Böylece Trabzonspor'a uzun süre 10 kişilik rakibe karşı oynama fırsatı doğdu.

 

Fakat Fenerbahçe taraftarı buna benzer filmleri daha önceleri de defalarca izlemişti. Yine bağırış çağırışlar olacak ve düdük astırma talepleri gelecek. Fenerbahçe'nin alacağı bir galibiyet sonrası hepsi unutulacak gidecek. Taraftar arasındaki dost sohbetlerinde Ali Şansalan şöyle çalmıştı diye sohbet konusu olacak. Bu sistem değişmedikçe Fenerbahçe'nin nice puanları, kupaları ve hakları çalınır gider.

 

Maçtan sonra Ali Koç taraftarı protestoya davet etti. Caddelere çıkmasını, TFF binasının önüne gitmesini ve sosyal medyada etkinlikler düzenlemesini istedi. Taraftar bu işi en güzel yaptığını 3/7 de gösterdi hiç şüpheniz olmasın ki yine gösterecektir.

 

Asıl soru Fenerbahçe yönetiminin yani sizin ne yapacağınızdır Başkan Ali Koç?

Basın toplantınızda hakem atamaları ile ilgili konuştunuz. Hakemlerin kamuoyu önünde kura ile saptanması gerektiğini söylediniz. Peki, bunu hayata geçirebilecek bir gücünüz var mı? Galiba yok.😠

 

Çünkü yönetime ilk geldiğinizde TFF seçimlerinde federasyon kurullarına aday göstermeyeceğinizi  söylemiştiniz. Söz konusu kurullarda Fenerbahçeli üye yok veya varsa bile hiç birinde çoğunlukta değiller. O zaman aldığınız bazı önemli kararları hayata geçirmek için TFF'de yeni bir genel kurul yapıp kendi üyelerinizi aday göstermeniz lazım. Buyurun

 

Zaten hakemler birer tetikçidir. Aldıkları talimat ile düdüklerini çalıyorlar. Ali gider, Veli gelir önemli olan bu talimatları veren sistemi çözmek.

 

 

 

Ya medya ayağı? Bu sene ilk defa TRT gibi yaygın izlenen kurumda Rıdvan Dilmen ve yayıncı kuruluşta Volkan Demirel gibi Fenerbahçeli yorumcular geldi. Başka???

 

Defalarca yazdık Fenerbahçe'yi hedefleyen malum yapı 1980 li yıllardan beri bu çalışmanın içinde. Futbolun ve medyanın her kademesi içine sızmışlar. Ali Koç bu işi iki günde çözeceğini mi sanıyor? Uzun soluklu bir çalışma ve örgütlenme gerekir. Başkan Ali Koç kendisini bulunduğu pozisyon itibarıyla bu mücadeleye öncülük edebilecek durumda his ediyor mu? Ticari konumu buna müsaade edecek m? Düşünün ki yüzbinlerce taraftarın  ‘Mabedimizi yıktırmayız’ diye kenetlendiği anda Mabedin yıkılmasını kapsayabilecek bir proje olduğu söylenen Kalamış Yat Limanı ihalesini başında bulunduğu grubun alması kafaları bulandırıyor. Umarım haksız çıkarım.

 

Maça gelecek olursak. Fenerbahçe maça çok iyi başladı ve erken golle öne de geçti. Yaptığı organize ataklarla 2 inci golü de bulabilirdi. Başta Mesut olmak üzere takım genel olarak çok iyi bir görünüm verdi. Fakat futbolun katili devreye girince ve takımın en önemli adamlarından biri Kim atılınca dengeler alt üst oldu. Gustavo'yu Kim'in yerine kaydırınca ve Mesut'u da Gustavo'nun yerine çekilince orta sahanın mücadele gücü düştü. Fenerbahçe rakibi sadece karşılamak zorunda kaldı. Maçın 85. dakikasına kadar da bu oyunda da nispeten başarılı oldu diyebiliriz  

 

Pereira Kim atılınca Mesut'u oyundan alıp yerine Tisserand'ı alabilir miydi? Böylece orta sahada Gustavo ve Crespo ikilisi ile daha dinamik bir orta saha olabilirdi. Bu arada orta sahada Kim atıldıktan sonra yalnız kalan Crespo'nun yorulana kadar mücadele çabasını alkışlamak lazım.

 

Sonuçta yıllardır Fenerbahçe’nin hakları çalınan maçlardan yeni bir tanesini izledik. Taraftara doğru hedefler koymak lazım. Ali Şansalan düdük asarsa ne olacak ki? Bir başkası gelmeyecek mi? Bülent Yıldırım düdük astı da ne oldu? Önemli olan bu tetikçileri yönlendiren yapıyı dağıtmaktır. Taraftarın bunu bilmesi gerekiyor. 

 

Bu harekete de öncülük etmesi gereken kişi Fenerbahçe Başkanı olmalıdır. Asıl sorun acaba Ali Koç siyasi erk ve ticari ilişkilerinden ve bağlantılarından kurtulup bu harekete öncülük edebilecek midir?

Hiç sanmam.

Son iki yazımda taraftar konusunu belirtmiştim. Dün akşamdaki maçta ne olursa olsun hakemi nasıl baskı altına aldıklarını gördüm. Fenerbahçe takımı ayağına top geldiğinde yoğun bir ıslık altında oynamak zorunda kaldı. Aklıma Kadıköy’de maç boyunca Azer Bülbül ve ‘’Güneşimi kaybettim’’ şarkılarını söyleyen güruh geldi. Bu güruha taraftar dendiği için bir kez daha üzüldüm.