Trabzon'da Fenerbahçe'ye Yine İğrenç Saldırı #TrabzondaKaraGece

 Pazar gecesi Fenerbahçe Futbol Takımına organize bir katliam girişiminde bulunuldu. Biraz şansın biraz da futbolcuların cesaretiyle bir faciadan geri dönüldü. Bu olayın sorumluları başta Trabzonspor ve provokatör medya trolleri ağız birliği yaparak Fenerbahçe Takımını   suçlamaya ve ne kadar ceza verilmesi gerektiğini tartışmaya başladılar. Bu güruhu destekleyen malum yapı ve takımının uzantıları da bu iğrenç koroya eşlik ediyorlar. 

Neymiş ? Maç sonuçlandıktan sonra Fenerbahçe Takımı orta sahada sevinmişmiş. Bu da seyirci dedikleri bana göre azgın   holiganları tahrik etmişmiş. Bu masumane zavallı holiganlar yanlarında getirdikleri kasatura büyüklüklerindeki bıçaklarla futbolculara dersini vermek istemişler. Yüzlerindeki boya ve maske de sanatsal aksesuarları olsa gerek. 

Maç boyunca sahaya atılan yabancı ve patlayıcı maddenin haddi hesabı yok. Üstelik Trabzon’un attığı birinci gol öncesi Fenerbahçe kalesinin önü atılan patlayıcı madde sebebiyle duman içindeydi.

Sicili bozuk Halil Umut Meler oyunu durdurmak ve maçı tatil etmek yerine oyunu devam ettirdi ve ardından Fener gol yedi.  
Bu yaşanan futbol terörü Trabzon’da ilk defa mı oluyor? Fenerbahçe otobüsü kurşunlanmadı mı? Üzerinden yıllar geçti failler yakalandı mı? 
Yine bir Fenerbahçe maçında yan hakem bir Trabzon’ lu holigan tarafından sahanın ortasında yere yatırılıp dövülmedi mi? 
Bir maçta tribündeki büyük direkler Trabzon’ lu holiganlar tarafından sökülüp kaleci Volkan’a atılmadı mı? 
Bu tür holiganlık Trabzon Şehrinin genlerinde var. Trabzonspor Süper lige çıktığı ilk yıllardan beridir bu pislikleri sürekli arttı. Fenerbahçe’yi misafir ettiklerinde Fenerbahçe Takımının kaldığı otelin önünde sabaha kadar davul çaldırıp futbolcuların uyumasını engelleme çalışmaları bunların en masum çirkeflikleridir. 
Teknik direktör Otto Bariç’in sırtına gelen taş ise bir başkası. Orada unutulmayacak şey ise o donemin TFF Başkanı Haluk Ulusoy’un ‘’ufak bir taş parçası’ açıklamasıydı. 
 
Siyasi erkin şımarık çocuğu bu tür terörist olayları sürekli yapıyor fakat cezalandırılmak yerine bir de ödüllendiriliyor.  Düşünün ki bir şehir takımı şehrine misafir gelen takımın futbolcularını sahada kasaturalarla kovalatıyor. Şans eseri bir faciadan geri dönülüyor. Fakat pişkinlikte zirve yapan bu güruh kamuoyunda Fenerbahçeli futbolcuların cezalandırılmasını konuşuyor. Utanmazlığın, yüzsüzlüğün son noktası bu olsa gerek. 
Burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta var.Bu camianın yaptığı her terörizm sonunda karlı çıkan, nemalanan tek bir kulüp var: Galatasaray 
 
Fenerbahçe otobüsü kurşunlandığında yine Fenerbahçe Galatasaray ile şampiyonluk mücadelesinde çekişiyordu. Olay sonrasında Fenerbahçe’nin oynanacak ilk maça çıkmama arzusunu o dönemin Kulüpler Birliği Başkanı Göksel Gümüşdağ ‘maça çıkmayanlar sonuçlarına katlanır’ gibi tehditvari bir konuşma ile cevaplamıştı. Tabii ki takımı derinden sarsan bu olay sonucunda özellikle yabancı futbolcuların moral motivasyonu bozulmuştu. Fenerbahçe şampiyonluğu kaybetti. 
Bugün yine benzer bir senaryo oynanmaya çalışılıyor. Yine Fenerbahçe-Galatasaray çekişmesi, yine Trabzon yine Fenerbahçe’ye yönelik silahlı bir saldırı. Bu sefer yine aynı güruhtan gelenlerin Fenerbahçeli futbolcuların cezalandırılması talepleri. 
Bu yazı yazılırken malum takım başkanının tüm kulüplere itidal çağrısı yaptığı açıklama gündeme düştü. Hemen aklıma Başkan Aziz Yıldırım’ın Galatasaray hakkındaki efsane açıklaması geldi. 

Yıllardır hakkı yenen Fenerbahçe’nin bu Kirli Düzene itaat etmemekten başka yapacak çok fazla bir şeyi yok. Siyasi erkin ve malum yapının kolladığı resmen desteklediği bu kirli ligde zaten başarılı olması mümkün değil. 
Ali Koç’un ligden çekilme ihtimalinden bahsetmesi üzerine yok çekilirsen şöyle olur yok böyle olur gibi abanın altından sopa göstermeler gündeme geldi. 
Fenerbahçe taraftarı itaat etmemekten yana. 
Bu kirli düzenin düzenlediği tiyatronun oyuncusu olmaktansa Fenerbahçe oynayacağı bir yer bulur kendine. 

İnceldiği yerden kopsun.