Konyaspor Maçından Aklımızda Kalanlar #izmir

Öncellikle 30 Ekim günü yaşanan büyük deprem ve tsunamiden dolayı hemşerim İzmir Halkına geçmiş olsun dilerim. Kaybettiğimiz tüm canlar için Tanrı’dan rahmet dilerken, ailelerine, sevenlerine ve dostlarına sabır ve baş sağlığı dilerim.

Söz konusu deprem İzmir'de yaşayan herkesin psikolojisini bozdu. Ben de depremden üç gün sonra oynanan Antalyaspor maçı ile ilgili görüşlerimi yazamadım. Fakat maç sonrası FB TV’de Dr. Gürkan Kubilay'ın yorumlarını izledim. Dr. Gürkan Kubilay o gece maç sonrası Fenerbahçe'nin ceza sahasına 46 tane orta yaptığını övünerek anlattı. Ama ne yazık ki Antalyaspor maçında kazandığımız iki golde bu yapılan 46 tane ortadan gelmedi Birinci golde paslaşma ile sıfıra inen Valencia'nın ceza yayının üstüne doğru görerek yerden Ozan'a çıkardığı topa Ozan'ın düzgün vuruşu ve ikinci golde gene çalımlarla sıfıra inen Perotti'nin kazandığı penaltı sonucu geldi. Tıpkı Konyaspor maçında da sayılmayan(bence nizami bir goldü) Pelkas’ın golünde olduğu gibi sıfırdan Gökhan’ın yayın üstüne çıkardığı topa Pelkas’ın yaptığı şık aşırtma vuruşu ile kazanıldı. Yani Konyaspor maçında yapılan 44 tane orta sonucunda da gol kazanılamadı.

Anlaşılan şu ki ceza sahasına çok orta yapmak çok gol pozisyonu bulmak ve çok gol atmak değilmiş. Sezon başında özellikle duran toplarda ön direk çalışması ile bulunan gollere karşı rakipler önlem alıyorlar. Konyaspor da bu dersi çok iyi çalışmış ve Caner ve Gökhan'ın yaptığı ortalar onun için sonuç vermedi.

Erol Hoca'nın talimatı ile mi bilemiyorum ama Caner ceza sahası civarında topu ayağına alır almaz orta yapmak ama aslında topu ceza sahasına doldurmak istiyor. Fakat eğer rakip defans doğru pozisyon almış ise bu ortalar kesiliyor. Hâlbuki her pozisyonda orta yapmak yerine paslaşarak sıfıra inerek ve uygun orta pozisyonunu yaratmak böylece rakip defansın kademesini bozmak daha doğrusu değil mi?

Fenerbahçe'de bu paslaşmayı ve driplingleri yapacak oyuncu sayısı çok. Trabzonspor maçında Valencia'nın kazandırdığı golde Tisserand'ın ileri çıkışı ve Pelkas'ın topuk pası sonucu defansın kademe anlayışının nasıl bozulduğunu gördük. Akabinde Cisse'nin sağ kanattan gelen Valencia'ya yaptığı asist sonucu futbol okullarında ders olarak anlatılacak bir gol olmuştu.

Fenerbahçe'nin bu tür gol arayışlarını daha sık denemesi lazım diye düşünüyorum. Elbette duran toplarda ön direk, arka direk ve benzeri çalışmalar ile gol arayışlarını yapmalı ama akan oyunda sadece Caner ve Gökhan'ın ceza sahasına doldurduğu toplara bel bağlaması  dün akşamda gördüğümüz gibi yeterli değildir.

Fenerbahçe'nin elinde Valencia, Pelkas, Perotti ve Ferdi gibi rahatlıkla adam eksiltebilen silahları var iken verkaç, duvar pası gibi varyasyonlar ile özellikle rakip defansların orta blokunu da zorlayabileceğini düşünüyorum.

Caner’in müthiş bir enerjisi var ve oyun içinde sürekli arayış içinde oluyor. Fakat Gökhan Gönül belki de aralarında olan 6 yaş farkından dolayı aynı enerjiye sahip değil. Evet, o da hücuma katkı sağlamak için çabalıyor fakat geri dönüşlerinin sıkıntılı olduğunu düşünüyorum. Nitekim Konyaspor maçında yenilen ikinci golde bu açıkça görüldü. Bu arada pozisyonda Caner’in de ofsayt taktiğini bozduğunu unutmamak lazım. Nazım Sangare’nin enerjisi ve sürati ile daha çok faydalı olacağını düşünüyorum.

Umarım Erol Bulut bu maçta yapılan hataları iyi analiz eder ve Milli Takım arasında bu sorunları giderecek çalışmalar yaparak Gençlerbirliği maçında sahaya daha iyi bir Fenerbahçe sürer.

İsmail Kartal Fenerbahçe’yi çok iyi analiz etmiş. Alan savunması yaparak ve orta sahayı kalabalık tutarak Caner ve Gökhan’ı topu ceza sahasına doldurmaya zorladı. Defansını da gelecek bu ortalara karşı çalıştırmış ki gelen bu topları kolaylıkla savuşturdular. Erol Bulut’un yaptığı oyuncu değişiklikleri sonucu orta sahada sayıca Fenerbahçe’nin azalmasını çok iyi değerlendirdi ve oyunu daha iyi kontrol etmeye başladı. Bunun sonucu olarak bulduğu goller ile Fenerbahçe’yi yenmeyi başardı. İsmail Kartal ve Konyaspor tebriği hak etti. İsmail Kartal’a yapılan çirkin söylemler utanç vericidir ve bunları yapanlar Fenerbahçeli değildir.