Ersun Yanal Çoban Matı Oldu.
Fenerbahçe
büyük bir saldırı altında. Başta siyasi erk, malum yapı ve uzantıları TFF, MHK
ve medyadaki organları ile topyekûn ateş altında tutuluyor. Transfer yapması
engelleniyor, sahada talimatlı hakemler tarafından doğranıyor, beyazcamda ve
boyalı basında gazeteci kılığına girmiş şarlatanlar tarafından iftiralara
uğruyor.
Fenerbahçe
camiası bu ortamda ne yapması lazım? Başkanı ile sporcusu ile teknik ekipleri
ile ve taraftarı ile kenetlenip çıkıp sahalarda, parkelerde onuru ile
mücadele etmekten başka bir şey gelmiyor aklıma.
Ersun
Yanal 1 yıldan fazladır Fenerbahçe'nin teknik direktörü. Kendi isteği ile en az
15 veya 20 tane futbolcu transferi yapıldı ve gene Ersun Yanal'ın isteği ile
eski kadroda bulunan bazı futbolcular satıldı ve kiralandı. Fenerbahçe’ye
göreve gelirken dikine futbol, hücum futbolu, tedbir almaz aldırır gibi
sloganlarla geldi. Onu destekleyen genç taraftar grubu nisanda şampiyonuz
diyordu ama olmadı işte ve olmayacak da.
Ersun
Yanal göreve gelirken pek umutlu değildim ama başarılı olmasını diledim çünkü
onun başarısı Fenerbahçe'nin başarısı idi. Fakat bir yılsonunda görünen o ki Ersun Yanal bu
görevde yetersiz kaldı. Basın toplantılarında ''biz şampiyon olacağız'' veya
''Fenerbahçe büyüktür'' gibi klişeleşmiş söylemler ile bu iş olmuyor.
Ne
yazık ki Ersun Yanal'ın bir oyun sistemi yok. Çok fazla adam ile hücum etmeyi
hücum futbolu diye adlandırmış onun üzerinden yürüyor. Ama geri dönüş nasıl
olacak diye bir planı dahi yok. Gençlerbirliği'ni çalıştırırken aynı sistemi
deniyordu ve dönüşlerde ''Yugoslav faulü'' gibi fauller ile rakibin kontra
atağını kesiyordu. Fakat şimdi gelişen futbolda değişen kurallar gereği öyle
bir şansı da fazla kalmadı.
Fenerbahçe'nin
daha önce oynadığı Antalyaspor ve Kayserispor maç ne izlediysek dün akşam
Ankaragücü maçında da aynı senaryoyu izledik. Tıpkısını aynısı gibi. Şuursuzca
saldırmaya çalışan bir Fenerbahçe takımı ve buna karşılık bilinçli bir şekilde
saha daraltan Ankaragücü'nü izledik. Ankaragücü’nün Trabzonsporlu 2.sınıf
teknik direktörü Reşit Akçay sanki Ersun Yanal ile satranç oynuyormuşçasına çok
basit bir tuzak ile çoban matı ile maçı kazandı. Takını geride alan savunması
yaparak tuttu ve Lobzhanizede ve Michalak gibi hızlı forvetleri ile de
şuursuzca saldıran Fenerbahçe'nin defansını eksik yakaladı ve defalarca gol
olabilecek atak geliştirdi. Daha ilk atağında da defans kurgusu kaybolmuş
Fenerbahçe karşısında golü buldu. Golden sonra daha da geriye yaslandı ve daha
çok gelen Fenerbahçe
karşısında daha çok pozisyon yakaladı.
Lobzhanidze
ve Michalak takıma daha 31.Ocak tarihinde katıldılar ve dün akşam maçın sonucuna
etki ettiler. Fenerbahçe ise hala Rami'den Falette’den takıma uyum sağlamasını
bekliyor.
Maçın
13.dakikasında Fenerbahçe golü yedikten sonra Fenerbahçe takımı bir panik
havası içinde daha çok saldırmaya başladı ama şuursuzca. Saldırdıkça takımın
boyu uzadı, takımın boyu uzadıkça Ankaragücü forvetleri daha çok boş alanlar
buldular ve daha çok pozisyon buldular. Maç bir anda 2-0 veya 3-0 olabilirdi ve
zaten ikinci yarı 2-0 olduktan sonrada maç bitti.
Peki,
Ersun Yanal ne yaptı? İlk yarı sonuna kadar bırakın oyuncu değişikliği yapmayı
Fenerbahçe aleyhine gelişen bu oyun kurgusunu değiştirecek bir oyun yapısı için
bir hamle yaptı mı? O da tribünde ve TV de maçı izleyen milyonlarca taraftar
gibi maçı izledi. Şu bir gerçek ki Ersun Yanal bu maça teknik taktik olarak hiç
hazırlanmamış ve nasıl olsa yeneriz diye düşünmüş.
Hâlbuki
iyi bir teknik adam bu oyunun gidişatı kötü bir gol daha yersek maç gider önce
şu oyunu kontrol etmemiz lazım diye düşünerek oyuna müdahale etmesi gerekirdi.
Ersun Yanal 2.sınıf bir teknik direktör karşısında çoban matı oldu. Üstelik
aynı hataya daha önce Kayseri ve Antalya maçlarında düşmüş bir teknik direktör
olduğu halde. Bir B planını şimdiye kadar üretmesi gerekirdi. İkinci yarı oyuna
müdahale etmek istedi ama Emre 10 dakika içinde sakatlandı yerine Ferdi'yi
almak zorunda kaldı.
Hâlbuki
kulübede Mehmet Ekici, Zayc oturumken 10 dakika içinde sakatlanacak Emre ile
değişiklik hakkını kullanması ya büyük şansızlık yâda Emre'nin fizik durumunu
bilmeyecek kadar takımına uzak bir teknik direktör izlenimi verdi.
Sonuçta
taraftar bu filmi daha önce görmüştü bu üçüncüsü bir başka deyişle dokuzuncu
puan oldu. Teknik direktörünün hamle eksikliğinden dokuz puan kaybeden bir
takım elbette şampiyon olamaz. Üstelik o takımın puan kaybetmesi için yazının
başında saydığım bir sürü saha dışı faktör var iken bir de başta teknik direktörü,
futbolcusu hatası ile puan kaybetmek bir anda o takımı iddiasından çok uzaklara
taşır. Nitekim öyle oldu Trabzon Sivas'ı yendi ve bu yazı yazılır iken G.Saray Malatya
karşısında ilk yarıyı önde kapattı. Söz konusu rakipler gene yazımın başında
bahsettiğim saha dışı motivasyonlar ile çok rahat puanlar kazanır iken
Fenerbahçe takımının böyle hatalar ile kazanması gereken puanları heba etmesi
telafi edilemez sonuçlara götürüyor takımı.
Bu
hafta ezeli rakibimiz ile maçımız var ve rakip Kadıköy'e büyük puan avantajı
ile gelecek Hâlbuki 3 hafta önce puan dezavantajı ile gelecekti. Trabzon ve
Alanya maçında saha dışı faktörlerin büyük etkisi ve Ankaragücü maçında ise Fenerbahçe'nin
kendi hataları rakibi Kadıköy'e gelirken dezavantajlı durumdan avantajlı duruma
getirdi.20 yıldır kazanamayan rakibi bütün bu olumsuz koşullara karşı yenmek
camianın moralini düzeltecek ve Ersun Yanal'ın gitgide kaybolan itibarını
nispeten olsa da biraz düzeltecek.
Ersun Yanal Ankaragücü maçındaki gibi şuursuzca
saldırmadan rakibini iyi analiz edip , rakibin Onyekuru gibi
hızlı ayaklarına da gerekli tedbir alır ise ve ona göre rakibine saldırırsa Fenerbahçe maçı kazanabilir ,
aksi takdirde kötü bir sonuçla karşılaşabilir..
Fenerbahçe'nin yazının başında belirtiğim odaklara
karşı mücadele edebilecek tek yolu tüm camia olarak kenetlenmesi ve sahada çok
iyi mücadele etmesidir. Ama başta takımın teknik direktörü zaten kısıtlı olan
yönlerini geliştiremez ise ve sahada kazanacak iradeyi takım ortaya koyamaz ise
söz konusu odakların ekmeğine yağ sürmüş olunur. Çünkü bu odaklar 17/18 yapan
takım için bile ''sahada ne oynuyorsun ki hakem hatalarından konuşuyorsun''
algısı ile yıllarca bu camiaya savaş açtı. Sahada gerekeni yapan Fenerbahçe söz
konusu odaklara karşı daha güçlü olur.
Umarım Galatasaray maçı kazanılır.
Yorumlar
Yorum Gönder