Erol Bulut ve Karagümrük Maçı Öncesinde Kadro Seçimi
Sosyal medyada sürekli bir ideal on bir paylaşımları oluyor. Şu pozisyonda şu futbolcu oynamalı, bu pozisyonda bu futbolcu oynamalı gibi söylemlerde bulunuluyor. Zaman zaman paylaşımcıların aralarında tartışmalar oluyor ve teknik direktöre eleştiriler geliyor. Bunlar keşke eleştiri ile sınırlı kalsa, sosyal medyanın kanayan yarası hakaretlere kadar varılıyor.
Oysa artık
futbol farklı bir düzeye geldi diye düşünüyorum, ‘süre almak’ diye bir söylemin
futbol literatürüne yerleştiğini görüyoruz. Eskiden herhangi bir pozisyonda iyi
bir oyuncun olurdu ve buna göre ideal bir on bir oluşturulurdu. Eğer sakatlık,
ceza veya bir başka nedenden dolayı bu ideal on birdeki pozisyonlardan birinde
bir aksama olursa ‘’yandı gülüm keten helva’’ misali teknik direktörler
ellerindeki en iyi yedek ile veya o pozisyon için devşirme sayılacak başka bir
oyuncu ile bu eksikliği telafi etmeye çalışırlardı. Birde sadece iki oyuncu
değiştirme hakları(daha sonra bu üç oyuncuya çıkarıldı) ve maç kadrosunun 16
kişi ile sınırlı kalması işin tuzu biberi olurdu.
Büyüyen futbol endüstrisi ve bütçeler teknik direktörlere yeni olanaklar getirdi. Şimdi sahaya çıkan on birin yanında yedek kadrosuna on tane futbolcu yazabiliyor. Avrupa Liglerin oyuncu değiştirme hakkı üç iken Türkiye Liglerinde pandemi nedeniyle bu sayı hala beş. Bir başka deyişle bir maçı federasyona beyan ettiğin on bir ve on yedek futbolcu ile 21 kişilik futbolcu havuzundan on altısına görev vererek tamamlayabiliyor. İşte burada önemli olan maça kimin ilk on birde başladığı değil maçın gidişatına göre (sakatlıklar, kırmızı kartlar dışında) doksan dakikalık süre içinde bir futbolcunun ilk on altı içinde kaç dakika süre aldığıdır. Zaman kazanmak için yapılan son dakika değişikliklerini ‘süre almak’ söyleminin dışında tutmakta fayda var.
Fenerbahçe’nin
orta sahasında son Galatasaray maçında iyi bir görüntü ortaya koyan Gustavo,
Rizespr ve Hatayspor maçlarında mücadeleci bir oyun ortaya koyan Tolga,
özellikle Rizespor maçında aldığı süre boyunca oyunu iyi yönlendiren Sosa,
Galatasaray maçında Galatasaray orta sahasını ve stoper ikilisini çökerten Ozan
Tufan ve Galatasaray maçında aldığı süre boyunca fizik olarak yetersiz gözüken(sakatlıktan
yeni çıktı) Mert Hakan var.
İşte Erol
Bulut maçın gidişatına, rakibin durumuna göre doksan dakikayı elindeki bu
futbolcuların durumuna göre paylaştıracak. Bazen bazı futbolcuya o maç için hiç
süre vermez iken bir sonraki maçta süre verecek. Bütün bir hafta boyunca söz konusu futbolcular
ile beraber çalışan, idmanlarını tek tek takip eden Erol Hoca’ya bu konuda saygı
duymamız ve güvenmemiz lazım. Benim tek dileğim 45-50 maçın oynanacağı uzun bir
maratonda orta saha için yukarda saydığım futbolcuların yanında Fenerbahçe’nin
geleceği olan ÖMER FARUK BEYAZ’ın da süre almasıdır. Umarım en azından Türkiye
Kupası maçlarında Erol Hoca ÖMER FARUK BEYAZ’a bu şansı tanır.
Galatasaray
maçında Erol Hoca’nın Sosa’yı orta sahada Gustavo’nun yanına çekerek fizik
olarak güçlü olan Ozan Tufan’ı ön tarafa atması ve Galatasaray savunma hattı
ve Taylan’a uygulattığı ön baskı taktik
olarak çok başarılı idi. Nitekim süre alan forvet oyuncuları fizik olarak
yeterli olsalardı Ali Sami Yen’den üç puan ile dönmek işten bile değildi.
Umarım Erol
Hoca bu akşam oynanacak Karagümrük maçında da başarılı bir teknik taktik ile ve
başarılı süre paylaşımı ile maçı kazandıracak hamleleri yapar.
Yorumlar
Yorum Gönder