Ozan Tufan
Dün akşam Ozan Tufan belki de kariyerinin en iyi gollerinden birini Almanya-Türkiye arasında oynanan hazırlık maçında attı. Bu genç kardeşimizi oynadığı oyun ve attığı golden dolayı defalarca tebrik etmek lazım. Bir Fenerbahçeli olarak da gurur duymak gerekiyor.
Fakat sosyal
medyada bu golle ilgili yapılan bazı yorumları okuyunca çok şaşırdım. Bu
yorumların rakip takım taraftarlarından geleni benim için pek önemli değil ama
Fenerbahçeli veya Fenerbahçeli görünümlü hesaplardan gelmesi beni çok üzdü.
Neymiş? Ozan
Tufan bu golü şansına, balına atmışmış. Ne olmuş? Ozan topu Hanya’ya doğru
vurmuş da top birinin poposuna çarpıp Gonya’ya mı gitmiş? Hayır. Defalarca
izledim. Ozan’ın topa kaleye doğru vurduğu açıkça gözüküyor. Ozan’ı engellemeye
çalışan üç tane Alman futbolcuya rağmen o dar alanda topun kimseye temas
etmeden kaleye gittiği de ortada. Ozan’ın ani vuruşunu beklemeyen ve hareketsiz
kalan kaleci de ortada. Bir de topun süzülerek filelere gittiği bir aşırtma
vuruş var. Şapka çıkartmaktan başka bir şey yok bence.
Yıllarca Boliç’in
Old Trafford’’da topun rakibin ayağına
çarparak aşırtma vuruş haline gelerek Fenerbahçe’ye galibiyet kazandıran golü
ve Johnson’un Ali Sami Yen’de serbest vuruşta topun baraja çarparak Galatasaray
filelerine giden golü unutulmadı. Ozan
Tufan’ın golü mü beğenilmeyecek?
Ozan Tufan
Bursaspor’da Şenol Güneş ile beraber çalıştığından beri Şenol Güneş’in ve bazı
kesimlerin gözdesidir. Şenol Güneş Beşiktaş’ a göreve geldiğinde Ozan’ı da
yanına almak istedi fakat Fenerbahçe Ozan’ı transfer etti. Şenol Güneş Beşiktaş’ta
görev yaparken çeşitli sinsice oyunlar ile Ozan’ı takımına transfer etmek
istedi.
Türlü isimler ile takas söylemleri ve itibarsızlaştırma haberleri ile Ozan’ın Fenerbahçe ve taraftarı tarafında gözden düşmesi sağlanmaya çalışıldı. Zaman zaman başarılı olundu fakat şu ana kadar Ozan Fenerbahçe’den koparılamadı. Bu güruhun içinde bir de Fenerbahçeliler, Fenerbahçeli görünümlü sosyal medya hesapları ve sözde Fenerbahçeli gazeteciler var. Düşünün Türkiye’de bir teknik direktör iki tane menajer tarafından bir futbolcuyu transfer etmesi için 50 B € rüşvet teklif edildiğini açıkça söylüyor. Direk teknik direktöre rüşvet teklif edebilen menajerler gözlerine kestirdikleri futbolcunun transferi için itibarsızlaştırma veya itibar artırma çalışması için sözde gazetecilere ve sosyal medya fenomenlerine neler teklif etmezler ki?
3,5 milyon €
bonservis bedeli ödeyerek Beşiktaş’tan transfer ettiğimiz Tolgay Arslan’ın bir
buçuk yıl sonra Udinese’ye sıfır bonservis bedeli ile transfer olması ilginç
değil mi? Tolgay’ı transfer ederken Ersun Yanal’ın ‘orta sahadaki pas
trafiğimizi düzenleyecek’ açıklamalarını unutmamak lazım.
Yaz başından
beri sürekli Ozan Tufan’ı itibarsızlaştırma çalışmaları yapan sosyal medya
hesaplarını ve sözde gazetecileri bir kenara not alın lütfen. Edin Visca, Bakesetas takaslarını temcit
pilavı gibi gündeme getirenleri unutmayın.
Sezon başında Ozan’ın çok kilo aldığı, göbek yaptığını bir çöp olduğunu söyleyen,
Fenerbahçe’nin satış ve takas listelerinde en başa yazanların Fenerbahçeli
olduklarına inanmak istemiyorum. Bu tür işlerin içinde bir filozofik menajer
parmakları olduğunu düşünüyorum.
Fenerbahçe
ne zaman transfer etmek istediği bir futbolcuyu takas yolu ile transferini
önerse karşı takımdan gelen ilk takas edilecek isim önerisinin Ozan olması da
onun ne kadar değerli olduğunu gösteriyor. Bakınız Okan Buruk.
Yorumlar
Yorum Gönder