İşte Böyle,Herkese Böyle...

 Fenerbahçe taraftarı uzun zamandır böyle güzel derbi galibiyetlerine hasret kalmıştı. Özellikle geri düştükten sonra takımın karakterli bir duruş sergileyerek maçı bu şekilde geri çevirmesi Fenerbahçe taraftarını gelecek için çok umutlandırdı.

Fenerbahçe maça çok iyi başladı. Daha önceki maçlarda olduğu gibi ön alanda rakibe baskı yaparak kazandığı toplar ile pozisyonlar yakaladı. Bu pozisyonları Valencia ve Samatta ile değerlendiremedi.

Eğer rakibe ön alanda çok adamla baskı yaparsan arkanda yani 1.bölgende büyük boşluklar verebilirsin. Özellikle rakibinde Abdülkadir Ömür ve Nwakaeme gibi mesafe kat edebilen hızlı oyuncuları var ise ve Gustavo-Sosa ikilisinden Sosa ayağın topallar ise rakibine pozisyon verirsin. Nitekim dün akşam da böyle oldu. Zaman zaman ayağa çok iyi pas yapabilen Trabzonspor Fenerbahçe’nin ön alanda yaptığı baskıyı kırdı ve Fenerbahçe sahasında boş alanlar buldu. Bu pozisyonların birinde Sosa Lemos’u bozarak topu Nwakaeme’ye hediye etti ve Nwakaeme de bu hediyeye hayır demedi ve golü attı. Bu pozisyonda acaba Gökhan kart görmek pahasına faul yaparak Nwakaeme’yi durduramaz mı idi? Çünkü dün akşam gecenin yıldızlarından biri olan Gustavo Abdülkadir Ömür’ü yaklaşık 50 metre kovalayarak ceza sahasına girmeden kart görmek pahasına faul yaparak durdurmuştu.

Gökhan Gönül zamanında değil Türkiye’nin Avrupa’nın en iyi sağ beklerinden biri idi. Fenerbahçe’de oynar iken oyunun savunma yönünü kusursuz oynarken, bir maçta kaç tane bindirme yaptığını sayamazdık. Tabi ki zamanla fizik olarak zayıfladı. Dün akşam da Cisse’nin attığı üçüncü golde bir Gökhan Gönül klasiği olan ön direk koşusu ve asistini yaptı. Fakat savunma yönü olarak özellikle Nwakaeme karşısında çok etkisiz kaldığını kabul etmek lazım. Şunu da belirtmek gerekir ki bence Nwakaeme Türkiye’deki en iyi sol kanat hücumcularından biridir. Sonuçta Göztepe maçında süre alan ve iyi bir performans gösteren Nazım Sangare’nin Gökhan Gönül’e alternatif olarak daha fazla süre alması hem Gökhan’ın süre aldığı maçlarda daha diri olmasını sağlayacak hem de Nazım’ım gelişimine çok fayda sağlayacaktır.

Erol Hoca ikinci yarıya Sosa’yı oyundan alarak yapılması gerekeni yaptı ve Ozan’ı Gustavo’nun yanına kaydırarak o bölgeyi güçlendirmek istedi. Pelkas’ı da olması gereken bölgeye 10 numaraya kaydırarak ileri üçlüyü Samatta-Cisse-Valencia haline getirdi.

Bence maçın kritik noktası gene bir duran topta sahanın yıldızı Tisserand’ın attığı kafa golüdür. Atılan golün önemi skoru nasıl değiştirdiği ile belirlenir. Fenerbahçe geride iken eşitliği sağlayan bu gol onun için çok değerlidir. Tisserand maç boyunca attığı gol yanında savunmada güven veren hamleleri ve oyun sıkıştığında topla beraber öne çıkışları ile çok önemli hamleler yaptı. Nitekim gene bir öne çıkışında Pelkas’a verdiği güzel pas ve Pelkas’ın Cisse’ye attığı topuk pası ve Cisse’nin asisti ile Valencia Fenerbahçe’yi öne geçiren ikinci golü buldu.

2.golün hazırlanışı

Onun için Tisserand sahanın yıldızıdır. Bu arada Pelkas’ın o sıkışık alanda arkası dönük iken attığı topuk pası ile oyunu açması ve gole giden atağı başlatması onun 10 numara pozisyonuna ne kadar yakıştığını gösterdi.

Sonuçta Fenerbahçe 6 maçta 14 puanla ligde 2.durumda bulunuyor. Erol Hoca şimdiye kadar başarılı gözüküyor. Fakat bu maç gösterdi ki oyun yapısı olmasa da orta sahada kadro yapısında zaman zaman bazı değişiklikler yapması gerekiyor.

Sosa zamanında üst düzey takımlarda oynamış iyi bir futbolcu fakat artık 36 yaşında ve yüksek tempoyu kaldırmayabilir. Onun için ben Gustavo’nun yanında 25 yaşındaki Ozan’dan daha çok faydalanılması gerekildiğini düşünüyorum. Ozan’da son zamanlarda gösterdiği üstün form durumu i le bu bölgede de büyük katkılar yapabileceğini kanıtlıyor.

10 numara pozisyonunda da 27 yaşındaki Pelkas’ın çok daha etkili olabileceğini sanıyorum. Üstelik bu bölgede süre alabilecek Mert Hakan ve hatta Ferdi’yi de unutmamak lazım.

Şu gerçek ki Fenerbahçe iyi yolda ilerliyor. Bence bu sezon önüne çıkacak engel rakiplerinden çok malum yapının uzantıları TFF,MHK ve medyatörlerdir. Cüneyt Çakır ise Fenerbahçeli oyuncuların ayağına basılmalarına bırakın kart göstermeyi faul dahi çalmaz iken Fenerbahçeli oyunculara kart göstermekten çekinmedi. Bu arada Abdülkadir Ömür’ün penaltı arayışlarında göstermiş olduğu tiyatroculuk becerisi pek inandırıcı gelmemiş ki penaltı çalmaya cesaret edemedi.

Kaz uçar da Laz uçmaz mı?