Denizlispor-Fenerbahçe Maçından Aklımızda Kalanlar (Hakemi de yenemezsin)
Hakemi de yenemezsin
Sporda ‘’Hakemi de yenemezsin’’ diye bir söylem vardır.
Bence de çok doğru bir söylemdir. Fakat Fenerbahçe Denizlispor maçında hakemi
de yendi. Çünkü rakibin en az altı tane net gol girişimini ve penaltıyı kurtaran
kaleci Altay’ı vardı. Maçın başında aldığı topu defansı geçerek götürüp
Cisse’nin önüne al da at diye bırakan genç kanarya Ferdi’si vardı. Yoksa
gerçekten de hakemi de yenemezsin.
Hafta başında Denizlispor tarafından sosyal medyada
paylaşılan ‘’Hatırla’’ etiketli paylaşımla 14 yıl önce Fenerbahçe’nin
şampiyonluğu kaybettiği maça gönderme yapılıyordu. Mesaj çok açıktı. 14 yıl
önce de şampiyonluğunuzu engellemiştik, şimdi de yolunuza taş koyacağız
diyorlardı. İzah edilemeyen çantadaki iki milyon dolar, o dönemin başkanının
ölene dek açıklamadığı sırlar hatırlatılan maçın karanlık bir yüzüydü.
Hatırlatılan aslında Denizlispor’un ayıplanacak yanıydı.
Bir de bu maçın
kara cübbeli bir hakemi vardı. Fenerbahçe düşmanlığına her daim devam eden bu
hakem emeklisinin kara cübbesi bu maç için Ali Palabıyık’a giydirilmişti.
Transfer sezonu şampiyonu malum takımdır. Tescilli amigosunu yayıncı kuruluşa satarak sezonun en büyük transferini gerçekleştirmiştir. Malum kadın ofsayt çizgisini takımına göre erken veya geç çekerek pozisyonları VAR odasına servis yapıyor ve kamuoyunu yanıltıyor. Ele geldi gelmedi pozisyonlarında ise takımına göre nasıl görünüp görünmeyeceğine karar veriyor ve ona göre kamuoyu ile görüntüleri paylaşıyor. Örneğin Fenerbahçe-Konyaspor maçında Pelkas’ın attığı golde Valencia’nın omuzu ile aldığı top paylaşılan görüntü açıları ile elle almış algısı yaratılarak kamuoyu ile paylaşıldı. Sonuçta Fenerbahçe’nin golü iptal edildi. Hâlbuki Diagne’nin Hatayspor’a attığı golün görüntülerinde ise yayıncı kuruluşun paylaştığı görüntü açıları malum kadının marifetiyle Diagne’nin topu elle aldığını göstermedi. Böylece Fenerbahçe’nin golü iptal edilirken rakibin golü nizami sayıldı.
Benzer oyun Denizlispor maçında da oynandı. Önünde olan
pozisyon için Serdar Aziz’in top omuzuna geldi diye işaret eden Ali Palabıyık
yayıncı kuruluşun VAR’a servis ettiği görüntüler sayesinde VAR’a çağrıldı ve
penaltı kararı vermesi sağlandı. Tabi bu arada VAR’da sorumlu hakemin
Trabzonspor kalecisi Erce Kardeşler’in ağabeyi Arda Kardeşler olduğunu
belirtmek isterim. Ali Palabıyık’ın maçın son dakikasında ise dirsek atılan kaleci
Altay için Fenerbahçe aleyhine penaltı çalması ve daha sonra VAR’a bakarak
iptal etmesi tam bir rezalettir. Buna argoda maçası yemedi derler. Ayrıca
Serdar Aziz’e gösterilen kırmızı kart fiyaskosunu da unutmamak gerekiyor.
Son yıllarda Fenerbahçe taraftarının yayıncı kuruluş
aboneliklerini iptal etmesi sonucunda yayıncı kuruluşa abone olan Fenerbahçe
taraftarı sayısı oldukça azalmıştır. Dolayısıyla malum rakibin taraftarı
yayıncı kuruluşun gözdesidir. Onun için tescilli amigo söz konusu göreve
getirilmiştir.
TFF,MHK,yayıncı kuruluşun yanında bir de işin medya ayağı
var. Her daim azılı Fenerbahçe düşmanlığına devan eden Doberman lakaplı eski
hakem bozuntusu ise Altay’ın dirsek yediği pozisyon için Fenerbahçe aleyhine
penaltı dedi. J)
Amacı Denizli maçında Fenerbahçe’ye işlenen futbol cinayetini kamuoyu önünde
aklamaktır. Halktan toplanan vergiler ile faaliyetini sürdüren devlet
kanalından astronomik maaşlar alan düzensiz spor yorumcularıyla Halkın Takımı
Fenerbahçe aleyhine program yapanlar, fişkiyecinin kanalında sürekli Fenerbahçe’yi linç etmeyi görev haline getirmiş çakal ile
bu medya ayağı uzamaktadır.
Dinozorlar Grubu
Bu medya ayağının içinde bir de dinozorlar grubu var. Bir tanesi Fenerbahçeli görünümlü azılı Fenerbahçe düşmanıdır. Aziz Başkan Fenerbahçe’den nemalanmasına izin vermedi diye her ortamda Fenerbahçe aleyhine konuşan biridir. Öbürü ise modadan, gurmeliğe güzellik yarışmasından politikaya kadar her otu b…ku bilen fakat futbolu bilmeyen bir sözde futbol yorumcusudur. Her sezon başında ‘’ bu sene anlaşma yapıldı Fenerbahçe şampiyon yapılacak’’ söylemini ortaya atar. Böylece MHK,TFF ve kamuoyu üzerinde Fenerbahçe aleyhine algı kurmaya çalışır.
Teknik Direktörler Grubu
Bu arada malum takımın Anadolu Kulüplerinde istihdam
ettiği eski futbolcusu olan teknik direktörler grubu var. Onlar hiçbir zaman
işsiz kalmazlar Okan, Cihat, Suat, Hamza ve son olarak ta Tomas bazılarıdır.
Her zaman hazır şekilde görev beklerler. Mesela Tomas, geçen haftaki maçta ligde 6 gol
atmış en iyi golcüsü Remmy ‘ye ilk onbirde görev vermedi ve maçı malum takıma
karşı 4-0 kaybetti. Daha önce de Antalyaspor’u çalıştırırken İstanbul
deplasmanına kadrosundaki en iyi 6 oyuncuyu almadan gelmiş ve yine malum takıma
çok kolay bir galibiyet hediye etmişti. Basın toplantısında ise neden böyle tercihte
bulundunuz diye sorulan soruya da ben öyle istedim diye cevap vermişti.
Bunların lakabı malum takım nezdinde ‘’yetiş Hızır’ olmalıdır. Ne zaman malum takım açısından bir sıkışıklık
oluşsa yetişirler. Söz konusu teknik direktörlerin malum rakibe karşı
oynadıkları maç istatistiklerine bakılırsa bu söylem çok kolay anlaşılır.
İşte Fenerbahçe ne zaman takım olarak bir yükselme
eğilimi içine girse şampiyonluğa aday olsa yukarıda saydığım gruplar toplu halde
linç girişimine başlar ve toplu katliam yaparlar. Bu tür linçten de en büyük
faydayı malum takım sağlar. Onun için de malum takım bu tür saldırıları
yapanları maddi ve manevi olarak desteklerler. Geçmişte böyle oldu yine aynı
şekilde olacak.
Fenerbahçe taraftarının takımı, yönetimi ve teknik kadroyu eleştirirken bu gerçekleri göz önüne alması lazımdır.
Böyle bir maçtan sonra futbol konuşmak veya teknik analiz
yapmak çok yersizdir. Ama yine de Erol Hoca’nın eksiklere rağmen Beşiktaş
maçından da ders alarak olabilecek en iyi kadro ile oyuna başladığını düşünüyorum.
Gerçi her ne kadar birinci golde Ferdi’ye çok güzel pas attı ise de Sosa
tercihi pekiyi olmamış. Acaba Pelkas’ı 10 numara pozisyonuna çekip kanata
Thiam’ı koyarak orta sahada Mert Hakan-Ozan ikilisi ile başlayabilir miydi diye
düşünüyor insan. İlk yarı boyunca genelde iyi bir oyun sergileyen
Fenerbahçe’nin skoru 3-0 taşıdığını fakat üçüncü golün iptal edildiğini gördük.
Üçüncü golün iptaline neden olan ofsayt çizgisinde malum kadının marifeti var
mı acaba?
Gustavo
Gustavo konusunda da maçtan sonra yapılan eleştirilere de
bir şeyler söylemek istiyorum. Sosyal medyada Gustavo’nun olmadığı maçta
Fenerbahçe’nin çok daha hızlı oynadığı yazıldı. Hatta FBTV’ de yorum yapan Dr.
Gürkan Kubilay bile bu eleştiriye katıldı. Oysa 10 kişi kaldıktan sonra
Fenerbahçe topu ayağında tutamadı ve rakibe çok mahkûm bir oyun ortaya koydu.
Gustavo olsaydı sağa ve sola yapacağı yan paslarla oyunu bir nebze olsun
yavaşlatarak topun Fenerbahçe’de kalmasını sağlayamaz mıydı? Bence bu eleştiri
Gustavo gibi çok iyi bir orta saha oyuncusuna yapılan haksız bir eleştiridir.
Hızlı oynamak ile topun kontrollü şekilde sende kalması arasında ince bir ayrım
vardır. Bunu bilmek lazım diye düşünüyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder